Çanakkale Otostop Kampımız
En son yazımızda kaldığımız gibi Ayvalık tostumuzu
yemiş ve otostopa koyulmuştuk. Bir petrol şirketinin bölge sorumlusu durunca
Ayvalık’tan Çanakkale’ye kadar tek seferde gitmiş olduk. Çanakkale gezimiz de
en büyük eksiğimiz en ufak bir araştırma yapmadık. “Nereye gitmeliyiz? Ne
yapmalıyız?” diye düşünmedik. Bunun cezasını da sonrasında çok güzel çektik.
![]() |
Çanakkale Kordon |
Gittiğimiz ilk anda Çanakkale'nin sahiline
gözlerimizi diktik ve karşıya geçmeden önce buranın da gezilmesi gerektiğine
karar verdik. Her ne kadar İzmir’den geliyor olsak da Çanakkale Kordon da
hatırı sayılır bir güzelliğe sahipmiş. Çanakkale'nin en güzel yanlarından bir
tanesi fiyatı çünkü Tarihi Aynalı Çarşının içinde dahi fiyatlar normal
dükkanlar ile hemen hemen aynı. Diğer güzel yanı ise tek yabancı hiçbir zaman
sen değilsin. Ara sokaklarda yürürken bile marşlar söyleyerek gezen küçüklü
büyüklü öğrenci kafilelerine dek gelebilirsiniz.
Çimenlik Kalesi Belgesel |
Biz de o öğrencileri kordon boyu takip ederken
karşımıza bir gişe çıktı sonradan öğrendiğimize göre Çimenlik Kalesi ve Deniz
Müze’sinin içine açılıyormuş. Sorduğumuzda müzenin bahçesini ücretsiz
gezebileceğimizi söylediler bizde bakmak için girerken öğrenciye müzelerinde
ücretsiz olduğunu öğrendik. Çimenlik Kalesine isabet eden toplar, izlettikleri
belgeseller gerçekten güzeldi. Belki de orada
anlatan askerlerin coşkusuyla her şey güzel geldi emin
değilim. Oradan Deniz Müzesine geçtik burada farklı tarzda bir belgesel ile
karşılaştık. Sanırım 3 boyutlu demek uygun olur, biraz çin malı bir üç boyutluluktu
ama filmlerde görmektense orada izlemek çok daha güzeldi.
Çanakkale Eceabat Feribot İle Geçiş
Çanakkale Merkezden feribotla Kilit Bahir veya
Eceabat’a geçiş yapabiliyorsunuz. Eceabat çok büyük ancak bizi Çanakkale kadar
etkilemeyen bir yer ya da soğukta kamp yeri bulamamanın verdiği stres ile
güzelliklerini görememiş de olabiliriz ama Çanakkale’den ayrıldıktan sonra
Eceabat – Kilit Bahir arasında bir tane ve Kabatepe taraflarında bir tane kamp
yerini üzülerek öğrendik. Normal şartlarda kamp alanlarında kamp kurmayı
sevmesek de Çanakkale gibi her karış toprağı kanla sulanan bir şehirde “boş”
toprak parçası bulmak imkânsıza yakın olduğu için birçok yerinde kamp yasak.
Biz bu bilgiye de sahip olmadığımız için kalacak yer bulamamamızın üzerine feribot seferlerinin sabaha kadar açık olduğunu öğrendik ve hiç inmeden git gel yaparak sıcacık ve gerçekten çok rahat koltuklarda geceyi geçirebileceğimizi düşündük.
Biz bu bilgiye de sahip olmadığımız için kalacak yer bulamamamızın üzerine feribot seferlerinin sabaha kadar açık olduğunu öğrendik ve hiç inmeden git gel yaparak sıcacık ve gerçekten çok rahat koltuklarda geceyi geçirebileceğimizi düşündük.
O gece tanıdık ve sosyal medyada bizi gören birkaç
dostumuz sayesinde geçtikten sonra ilk işimiz boğaz turuydu. Kordon da ilk
gözümüze çarpan yazıydı boğaz turu ve okuduğumuzda haftanın her günü olduğu,
hafta sonları ise kahvaltılı ve daha uzun bir tur yapıldığını öğrendik.
Fiyatlarının da çok hesaplı olduğunu öğrenince hemen biletlerimizi aldık.
Turda çevremizde çok bir şey göremedik, broşürde yazan yerleri gören olmuş mudur? Emin değilim. Yalnızca Çanakkale Şehitler Abidesini tüm görkemiyle görmek bize fazlasıyla yetti. Belki uzun süre aç kalmamızın üzerine yediğimiz kahvaltıda bu tura doymamızın sebeplerinden birisi olabilir.
Turda çevremizde çok bir şey göremedik, broşürde yazan yerleri gören olmuş mudur? Emin değilim. Yalnızca Çanakkale Şehitler Abidesini tüm görkemiyle görmek bize fazlasıyla yetti. Belki uzun süre aç kalmamızın üzerine yediğimiz kahvaltıda bu tura doymamızın sebeplerinden birisi olabilir.
Not düşmek gerekirse aç olmanız ile ilgilenmeden sürekli fotoğraf çekinmek isteyen bir arkadaşınızı yanınıza getirdiğiniz de kahvaltınız yetişmeyebilir.
Çanakkale Truva Atı ve Ayrılış
Tekne turumuzdan döndükten sonra Çanakkale de
meşhur olduğu söylenen peynir tatlısını yemeye karar verdik. Her yerde adı
geçen bir mekanı kısa bir arayış sonucunda bulduk. Tatlı künefenin farklı
yapılmış hali gibiydi ama her halükarda denemeye değer bir tatlıydı. Sürekli
kuyruk olmasından dolayı sıcak ve taze olması tatlının en güzel özelliklerinden
birisiydi. Oradan hızla başlarda aklımıza gelmeyen Truva Atına doğru yola
koyulduk. Tahmin ettiğim ve fotoğraflarda gördüğümden çok daha büyük bir yapı
hele ki o tarihlerde yapıldığını düşününce insanı bayağı şaşırtıyor.
Oradan da ayrılıp Gelibolu’ya uğramayı düşünsek de Lâpseki’ye gittikten sonra orayı gezebilecek zamanımız olmadığını düşünüp Lâpseki’den Balıkesir Bandırma’ya geçiyoruz.
Oradan da ayrılıp Gelibolu’ya uğramayı düşünsek de Lâpseki’ye gittikten sonra orayı gezebilecek zamanımız olmadığını düşünüp Lâpseki’den Balıkesir Bandırma’ya geçiyoruz.
![]() |
Truva Atı İle İlgilenen Kadın |
Esnaflarının turist olarak görüp zorlamaları ve her
tarafı tarih kokmasının tek dezavantajı olan kamp yapma alanının azlığı dışında
mutlaka görülmesi gereken şehirlerden bir tanesi diyerek Çanakkale’ye burada
veda ediyoruz.
Başka bir dipnot ise yemek yemeyi fotoğraf
çekmekten de çok seven bir arkadaşınız ile gidiyorsanız gezdiğiniz yerler ile alakası
bu seviyenin üzerine çıkmayabilir.
Bu tarz durumlarda en yakın kaynaktan İnternet veya yerli halka yönelerek bulunduğunuz şehrin meşhur yiyeceklerini sorun ve gezeceğiniz yerlerin arasına bu yiyecekleri ekleyin. Yoksa sonuç Truva Atı önünde halka tatlı ve mısırı karıştıran bir kadına kadar varabilir.
Bu tarz durumlarda en yakın kaynaktan İnternet veya yerli halka yönelerek bulunduğunuz şehrin meşhur yiyeceklerini sorun ve gezeceğiniz yerlerin arasına bu yiyecekleri ekleyin. Yoksa sonuç Truva Atı önünde halka tatlı ve mısırı karıştıran bir kadına kadar varabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder